İçindekiler
ToggleMaymun çiçeği virüsü, ortopoksvirüs ailesine ait bir virüs olup insana bulaşabilen zoonotik hastalıklardan biridir. İlk olarak 1958 yılında laboratuvar ortamındaki maymunlarda keşfedilen MPOX, enfekte hayvanlarla direkt temas eden insanlara bulaşır. İnsandan insana bulaşma ise solunum damlacıkları, vücut sıvıları, cilt lezyonları ya da kontamine yüzeylerle temas sonucu gerçekleşebilir.
Maymuncuk çiçeği belirtileri arasında; ateş, baş ağrısı, kas ağrıları, halsizlik, lenf düğümlerinde şişme ve ciltte döküntüler yer alır. Döküntüler, çoğu durumda yüz bölgesinde başlar ve ardından tüm vücuda yayılır. Diğer yandan enfeksiyon genellikle hafif atlatılır ve kendi kendine iyileşmesi mümkündür. Ancak bazı vakalarda daha ciddi seyretme ihtimali de söz konusudur.
Hastalığın inkübasyon süresi, 5 ila 21 gün arasında değişir. Bununla birlikte maymuncuk hastalığı, bağışıklık sistemi zayıf olan bireylerde daha ağır seyreder ve bu durumlarda komplikasyon riski artış gösterir. Hastalığın tedavisi ise semptomları hafifletmeye yöneliktir. Ayrıca hastaların destekleyici bakıma da ihtiyacı vardır. Bu noktada hastalığın yayılmasını kontrol altına almak, önemli komplikasyonları önlemek amacıyla aşı ve antiviral tedavi yöntemlerine başvurulur.
Maymun Çiçeği Virüsü (MPOX) Varyantları Nelerdir?
“Maymun çiçeği Türkiye’de var mı? sorusunu da beraberinde getiren virüsün iki farklı genotipi bulunur. Dünya Sağlık Örgütü, 2022 yılının Ağustos ayı itibariyle Orta Afrika’da tespit edilen genotipi Tip I, Batı Afrika’da bulunan varyantı ise Kongo Havzası/Batı Afrika soyu olarak bilinen Tip II olarak adlandırmıştır. Tip II soyu ayrıca Tip IIa ve Tip IIb olmak üzere iki alt gruba ayrılır. Tıp dünyasında elde edilen veriler, Orta Afrika genotipinin Batı Afrika varyantına kıyasla daha şiddetli ve daha bulaşıcı olduğunu ortaya koymuştur.
2022 yılında başlayan ve küresel düzeyde yayılım gösteren maymun hastalıkları, Tip IIb olarak tanımlanmıştır. Ancak Eylül 2023’ten itibaren Demokratik Kongo Cumhuriyeti ve çevresindeki ülkelerde ortaya çıkan vakalar Tip II grubuna ait olarak kaydedilmiştir. 2024 yılı Haziran ayına gelindiğinde ise DSÖ, Tip I genotipinin dünya genelindeki yayılımını ve son dönemde görülen vaka artışlarını göz önünde bulundurarak bu varyantı Tip Ib olarak yeniden sınıflandırmayı uygun görmüştür.
Yeni genotipin daha bulaşıcı olabileceği ve klinik seyrinin daha ağır geçebileceği düşünülmekte olup DSÖ tarafından bu süreç, küresel bir acil durum olarak ilan edilmiştir. Bu çerçevede “Maymun çiçeği öldürür mü?” sorusuna; genelde hafif seyreden bir hastalıktır ancak nadir durumlarda komplikasyonlara yol açarak ölümcül olabilir, şeklinde yanıt verilebilir. Bununla birlikte maymun çiçeği virüsü Türkiye sınırlarında henüz görülen bir vaka değildir.
Maymun Çiçeği Virüsü (MPOX) Nasıl Bulaşır?
Hayvanlardan insanlara geçen zoonotik hastalık, insanlarda da kişiden kişiye bulaşma riski taşır. Bulaşma yolları genellikle yakın temas ve enfekte materyaller aracılığıyla gerçekleşir. MPOX’un diğer bulaşma riskleri şu şekilde özetlenebilir:
- Enfekte kişilerin deri lezyonlarına ya da kabarcıklarına doğrudan temas etmek hastalığa yakalanma riskini artırır.
- Kan, tükürük ya da diğer vücut sıvılarıyla temas yoluyla virüs bulaşabilir.
- Enfekte kişilerin giysileri, yatak örtüleri ya da havluları gibi kontamine yüzeylere dokunmak risk teşkil eder.
- Enfekte olan bireylerle cinsel ilişki, virüsün yayılma yollarından biridir.
- Enfekte hayvanların barındığı kafes ya da barınaklar ile temas, virüsün bulaşmasına yol açabilir.
- Hasta hayvanların karantinaya alınması sırasında ellerin temas etmesi ya da kontamine besin maddeleri yoluyla virüsün dolaylı yoldan bulaşma riski vardır.
- Vücut temasını içeren sporlar, enfekte bireylerle teması artırarak bulaşma riskini yükseltebilir.
- Hayvanların dışkısı ile temas, virüsün insanlara bulaşmasına neden olabilir.
- Hastanelerde ya da klinik ortamlarda enfekte bireylerin tedavi süreçlerinde kullanılan alet ve ekipmanlarla temas, hastalığın bulaşma riskini artırabilir.
- Aşılama ve tedavi eksiklikleri, virüsün yayılma tehlikesini artıran bir diğer faktördür. Enfekte bireylerin tedavi edilmemesi, bulaşma zincirini devam ettirebilir.
Yukarıdaki unsurların yanı sıra enfekte annenin hamilelik sırasında virüsü fetüse geçirme ihtimali de vardır.
Maymun Çiçeği Virüsü (MPOX) Belirtileri Nelerdir?
Maymun çiçeği virüsü, genellikle grip benzeri başlangıç semptomlarıyla kendini gösterir ve karakteristik döküntülerle ilerler. Hastalığın seyri tipik olarak birkaç hafta içinde sonlanır. Ancak bazı vakalarda farklı komplikasyonlar gelişebilir. Maymun çiçeği virüsü belirtileri arasında aşağıdaki semptomlar da yer alır:
- Ateş, MPOX enfeksiyonunun en yaygın ilk belirtilerindendir. Genellikle 38°C ve üzerinde seyreder.
- Ateşin başlamasıyla birlikte sıklıkla boyun, koltuk altı ve kasık bölgelerinde lenf bezlerinde Şiddetli ve sürekli baş ağrısı enfeksiyonun erken döneminde ortaya çıkabilir.
- Kaslarda yaygın ağrı, vücut ağrıları ya da halsizlik hissi de maymun çiçeği belirtileri arasında yer alır.
- Omurga bölgesinde hissedilen rahatsızlıklar ve sırt ağrıları görülebilir.
- Genel bir güçsüzlük ve yorgunluk hali, MPOX enfeksiyonunun sıkça bildirilen semptomlarındandır.
- Maymuncuk çiçeği belirtileri arasında yer alan döküntü, ateşin başlamasından 1-3 gün sonra ortaya çıkar. İlgili durum, başlangıçta yüz bölgesinde görülür ve daha sonra vücudun diğer bölgelerine (el, ayak, kol, bacak, avuç içi ve ayak tabanları dahil) yayılır.
- Bazı hastalarda öksürük, boğaz ağrısı ya da burun tıkanıklığı gibi üst solunum yolu enfeksiyonuna benzer belirtiler görülebilir.
- Döküntülerle birlikte bazen küçük deri altı kanamaları oluşabilir.
- Kusma, bulantı ve ishal gibi mide-bağırsak belirtileri de daha ağır seyreden vakalarda görülebilir.
Virüs belirtileri hakkında merak edilen “Maymun çiçeği kaşınır mı?” sorusuna ise kaşıntılı deri döküntülerine sebep olduğu yönünde yanıt verilmesi mümkündür.
Maymun Çiçeği Hastalığının Evreleri Nelerdir?
Hastalık, klinik olarak su çiçeği ve çiçek hastalığına benzerlik göstermekle birlikte çeşitli evreler halinde ilerler. Hastalığın yayılımı ve klinik tablosu göz önünde bulundurulduğunda doğru yönetim için her evresinin dikkatli bir şekilde izlenmesi ve tedavi edilmesi gerekir. Aşağıdaki başlıklarda virüsün evrelerine yer verilmiştir:
İnkübasyon (Kuluçka) Dönemi
Hastalığın inkübasyon dönemi, virüsün vücuda girişinden itibaren yaklaşık 5 ila 21 gün arasında değişen bir süreyi kapsar. İlgili evrede hasta genellikle herhangi bir semptom göstermez ve klinik belirti oluşmaz. Ancak virüs, bu süre zarfında çoğalmaya başlar ve lenfatik sisteme yayılır. Bu aşamada bulaşıcılık söz konusu olmasa da inkübasyon süresinin sonunda hastalık belirtileri hızla ortaya çıkmaya başlar.
Prodromal Dönem
Prodromal dönem, hastalığın ilk klinik belirtilerinin ortaya çıktığı evredir. Genellikle 1 ila 5 gün sürer. Prodromal dönemde hastalar ateş, baş, kas, halsizlik ve bazen de boğaz ağrısı gibi genel viral enfeksiyon semptomları yaşar. Maymun çiçeği hastalığının prodromal evresinde en önemli özelliklerden biri lenfadenopatidir. Lenf düğümlerinin büyümesi, hastalığı çiçek hastalığından ayıran önemli bir bulgudur. Lenf düğümlerinin boyun, koltuk altı ve kasık bölgelerinde belirginleştiği gözlemlenebilir.
Deri Döküntüleri ve Lezyonlar Dönemi
Prodromal evrenin ardından maymun çiçeği hastalığının en karakteristik bulgusu olan deri döküntüleri ve lezyonlar ortaya çıkar. Bu bağlamda “Maymun çiçeği kaşıntı yapar mı?” sorusuna; kaşıntılı deri döküntüsü, lenf düğümlerinde şişme ve halsizlik meydana gelir şeklinde yanıt verilebilir. Döküntüler çoğu zaman yüz bölgesinde başlar. Ardından ekstremiteler, avuç içleri ve ayak tabanları gibi diğer bölgelere yayılır.
Başlangıçta sadece kızarıklık olarak ortaya çıkan döküntüler, daha sonra papül (kabarcık), vezikül (içi sıvı dolu kabarcık) ve püstül (irin dolu kabarcık) evrelerine geçer. Lezyonların tamamı aynı anda evrim geçirir ve yaklaşık 2 ila 4 hafta süren bir süreç sonunda kabuklanarak iyileşmeye başlar.
Kabuklanma ve İyileşme Dönemi
Lezyonların püstül evresinden sonra kabuklanma aşaması başlar. İlgili evrede lezyonlar yavaş bir şekilde kuruyarak üzerlerinde kabuk oluşturur. Kabuklar genellikle birkaç gün içinde düşer ve alttaki deri iyileşmeye başlar. Bu süreç genellikle hastalığın bulaşıcılığının sona erdiği evre olarak kabul edilir. Ancak bazı hastalarda ciltte kalıcı izler meydana gelebilir ve iyileşme süreci kişiden kişiye değişiklik gösterebilir. Bununla birlikte evre, hasta için fiziksel anlamda rahatlama sağlasa da bağışıklık sistemi tamamen toparlanana kadar hastanın klinik ortamda takip edilmesi oldukça önemlidir.
Rekonvalesans Dönemi
Maymun hastalığı rekonvalesans dönemi, hastanın klinik olarak iyileştiği ancak bağışıklık sisteminin tam anlamıyla toparlanmadığı bir süreçtir. Rekonvalesans evrede vücut, enfeksiyonun neden olduğu hasarları onarmaya devam eder.
Hastalar genel olarak kendilerini daha iyi hissetseler de zayıf düşen bağışıklık sistemine bağlı olarak diğer enfeksiyonlara karşı hassas olabilirler. İyileşmenin tamamlanması ve bağışıklık sisteminin normale dönmesi birkaç hafta sürebilir. Bu nedenle süreç içerisinde hastaların dinlenmeye devam etmeleri ve tıbbi kontrollerini aksatmamaları önerilir.
Maymun Çiçeği Virüsü (MPOX) Nasıl Teşhis Edilir?
Hastalığın teşhisi; klinik bulgular, hastanın tıbbi öyküsü ve laboratuvar testleriyle gerçekleştirilir. MPOX’un semptomları çoğu durumda ateş, baş ağrısı, kas ağrıları, yorgunluk ve lenf düğümlerinde şişliklerle başlar. Akabinde ciltte döküntüler, veziküller ve püstüller oluşur.
Semptomlar, hastalık tanısının konulması için önemli bir kriterdir. Ancak laboratuvar doğrulaması olmadan kesin tanı konulamaz. Maymun çiçeği virüsü için aşağıdaki teşhis yöntemleri tercih edilir:
Hasta Öyküsü
Teşhiste en önemli adım, hasta öyküsünün göz önünde bulundurulmasıdır. MPOX’ın endemik olduğu bölgelerde seyahat ya da enfekte hayvanlarla temas öyküsü, tanı sürecinde değerlendirilen ilk faktörlerden biridir. Aynı zamanda hastayla yakın temas halinde olan kişiler hakkında bilgi verilmesi de önemlidir.
Klinik belirtiler, hastalığın seyri boyunca değişiklik gösterebilir. Ayrıca MPOX, su çiçeği gibi benzer döküntülerle ilişkilendirilen diğer viral hastalıklarla karıştırılabilir. Bu nedenle hastanın maruz kalma risk faktörlerinin yanı sıra semptomların detaylı değerlendirilmesi de teşhis açısından kritik bir öneme sahiptir.
Laboratuvar Testleri
Laboratuvar testleri, MPOX tanısının kesinleştirilmesi için en güvenilir yöntemdir. Teşhis için öncelikle cilt lezyonlarından, boğaz sürüntülerinden ya da diğer vücut sıvılarından alınan numuneler kullanılır. Bu noktada polimeraz zincir reaksiyonu, MPOX virüsüne dair spesifik DNA dizilerinin tespit edilmesine olanak tanır ve en sık kullanılan laboratuvar yöntemidir. PCR, enfekte olan bireylerde virüsün doğrulanmasını sağlayarak hızlı ve doğru bir teşhis konmasına yardımcı olur.
Serolojik Testler
Serolojik testler, enfeksiyonun tanısında kullanılabilecek bir diğer yöntemdir. Ancak bu metot, akut enfeksiyon evresinde virüsün doğrudan varlığını tespit etme konusunda PCR gibi nükleik asit tabanlı testlere kıyasla daha düşük bir duyarlılığa sahiptir. PCR, virüsün genetik materyalini tespit edebildiği için enfeksiyonun erken dönemlerinde ve aktif fazında daha doğru sonuçlar verir.
Serolojik testlerin asıl kullanımı, kişinin vücudunun MPOX virüsüne karşı geliştirdiği antikorları saptamaktır. İlgili testler, vücudun savunma mekanizmasının virüse karşı verdiği yanıtı ölçmek amacıyla kullanılır. Serolojik testler sayesinde kişinin virüsle geçmişte karşılaşıp karşılaşmadığı ya da hastalığı geçirmiş olup olmadığı saptanabilir.
Maymun Çiçeği (MPOX) Virüsünden Nasıl Korunulur?
Maymuncuk çiçeği virüsünden korunmanın ilk yöntemi enfekte olduğu bilinen ya da şüphelenilen kişilerle fiziksel temastan kaçınılmasıdır. İlgili kişilerin kullandığı eşyalar, kıyafetler ve yatak takımları gibi nesnelerle temas etmek de bulaşma riskini artırabilir. Bu nedenle tüm eşyaların dezenfekte edilmesi son derece önemlidir. Ayrıca MPOX vakalarının görüldüğü bölgelere seyahat etmekten kaçınılmalı ya da zorunlu hallerde yolculuk yapılıyorsa hijyen kurallarına sıkı bir şekilde uyulmalıdır.
Ellerin düzenli olarak sabun ve su ile yıkanması, hastalığın bulaşmasını önleme hususunda etkili bir yöntemdir. Alkol bazlı el dezenfektanları da korunma sürecinde kullanılabilir. Virüsle temas riskini azaltmak için yüz maskesi takmak, kapalı ve kalabalık ortamlarda solunum yoluyla bulaşma ihtimalini düşürür. Ayrıca MPOX’a karşı özel bir aşı bulunmasa da çiçek hastalığı aşısının virüse karşı çapraz koruma sağladığı bilinmektedir. Bu nedenle risk altındaki kişiler için aşılama programları göz önünde bulundurulabilir.
Hastalıktan korunmanın yanı sıra “Maymun çiçeği virüsü öldürür mü?” sorusu da merak edilenler arasındadır. Bu çerçevede hastalığın genellikle ölümcül olmadığı ancak bağışıklık sistemi güçsüz olan kişilerin risk altında olduğu yanıtı verilebilir.
Maymun Çiçeği Virüsü (MPOX) Tedavisi Nasıl Yapılır?
Maymun çiçeği virüsü tedavisi, genellikle semptomların şiddetine ve hastanın genel sağlık durumuna bağlı olarak değişkenlik gösterir. Enfeksiyonun yönetiminde ilk adım, semptomların hafifletilmesi ve hastalığın yayılmasının önlenmesidir. Hafif vakalarda hastalık, destekleyici tedavilerle yönetilir. Örneğin; ağrı kesici ve ateş düşürücü ilaçlar, bol sıvı alımı ve dinlenmeyle semptomların hafifletilmesi mümkündür. Ayrıca hastaların kişisel hijyenine özen göstermeleri ve lezyonlarla doğrudan temas etmemeleri önerilir. Hastalığın tedavisinde uygulanan diğer metotlar ise aşağıdaki gibidir:
Antiviral Tedavi Seçenekleri
Daha ağır vakalarda ya da komplikasyon riski taşıyan hastalarda antiviral tedavi seçenekleri değerlendirilir. Çiçek hastalığı için onaylanmış antiviral ilaçların, MPOX enfeksiyonunun tedavisinde de etkili olabileceği düşünülür.
Tecrübeli hekimler tarafından reçete edilen antiviraller, virüsün çoğalmasını engelleyerek hastalığın sürecini kısaltabilir. Ayrıca immün sistemin desteklenmesi ve bağışıklık yanıtının güçlendirilmesi de tedavi sürecinin önemli bir parçasıdır.
Hijyen
Enfeksiyonun yayılmasını önlemek için izole edilme ve hijyen kurallarına uyma gibi önlemler de büyük önem taşır. Hastaların, enfeksiyon belirtisi göstermeleri halinde ya da temas ettikleri kişilerde belirtiler geliştiğinde mutlaka bir uzmana başvurmaları gerekir.
Destekleyici Önlemler
Hastaların çoğu, hafif semptomlarla seyreden enfeksiyonlar yaşar. Bu kapsamda tedavi sürecinde destekleyici önlemler yeterli görülür. Genellikle bol sıvı alımı, dengeli beslenme ve yeterli dinlenme önerilir.
Antiseptik Tedaviler
Şiddetli vakalarda ya da komplikasyon gelişen hastalarda daha kapsamlı tedavi yöntemleri gerekebilir. Cilt lezyonlarının enfekte olduğu ya da yayılma riski taşıyan durumlarda lokal antiseptik tedaviler ve lezyon bakımı tercih edilebilir. Ciltteki yaraların temizliği ve bakımının düzenli olarak yapılması, bakteriyel enfeksiyonların önlenmesi açısından oldukça kritiktir.
Bağışıklık Sistemini Destekleyen Terapiler
Bağışıklık sistemi zayıf olan hastalar, MPOX enfeksiyonundan daha fazla etkilenebilir. Böyle bir durumda antiviral tedaviye ek olarak bağışıklık sistemini destekleyen terapiler ve düzenli tıbbi takip gerekir. Ayrıca hastaların yakın takibi ve enfeksiyonun yayılma riskinin en aza indirilmesi için özel önlemler de alınmalıdır.
Maymun Çiçeği Virüsü Aşısı Var mı?
Hem yurt dışında hem de Türkiye’de maymun çiçeği virüsü hastalığı için özel olarak geliştirilmiş bir aşı mevcut değildir. Ancak uluslararası sağlık otoritelerinin gerçekleştirdiği araştırmalar, çiçek hastalığı için üretilmiş aşıların MPOX’a karşı da etkili bir koruma sağladığını ortaya koymuştur. Aynı zamanda bu bilgi, Sağlık Bakanlığı tarafından hazırlanan M-Çiçeği raporunda da doğrulanmıştır. Çiçek hastalığı aşıları, ortopoksvirüsler ailesinden gelen virüslere karşı hedefli bir yanıt oluşturdukları için maymun çiçeği virüsüne karşı da etkilidir. Hemen iletişim kurun.