Candida Mantarı Nedir? Belirtileri Nelerdir?

Günlük yaşamda sıkça karşılaşılan ancak çoğu zaman göz ardı edilen bir sağlık sorunu olan Candida mantarı, vücudun farklı bölgelerinde çeşitli semptomlara yol açabilir. Bağışıklık sisteminin zayıfladığı, beslenmenin dengesizleştiği ya da antibiyotik kullanımının yaygınlaştığı dönemlerde etkisini daha belirgin şekilde gösterir. Özellikle kadınlarda vajinal bölgede, bebeklerde ağız içinde ve bağışıklık sistemi zayıf bireylerde sindirim sisteminde ortaya çıkabilen bu enfeksiyon, zamanında fark edilip müdahale edilmediğinde kronikleşebilir. Bu yazıda, candida mantarının ne olduğu ve en sık karşılaşılan belirtilerinin neler olduğu detaylı şekilde ele alınacaktır.

Candida Mantarı Nedir?

Candida mantarı, vücutta doğal olarak bulunan ancak kontrolsüz çoğaldığında enfeksiyona yol açabilen maya tipi bir mikroorganizmadır. Tıp literatüründe en sık karşılaşılan tür Candida albicans olarak bilinir. Candida türleri, ağız, bağırsaklar, vajina, cilt ve mukozal yüzeylerde düşük seviyelerde bulunabilir. Ancak bağışıklık sisteminin zayıflaması, dengesiz beslenme veya antibiyotik kullanımı gibi durumlarda bu mantar türleri çoğalarak candida enfeksiyonu (kandidiyazis) olarak bilinen klinik tabloya neden olabilir.

Candida mantarı dünya genelinde yaygın olarak görülür. Yapılan bir çalışmaya göre, dünya nüfusunun yaklaşık %70’inde Candida türleri asemptomatik (belirti göstermeyen) şekilde taşınır (Achkar & Fries, 2010). Ancak bu kişilerde bağışıklık sistemi baskılandığında enfeksiyon gelişebilir.

Candida enfeksiyonları genellikle lokalize olur; örneğin oral kandidiyazis, vajinal mantar enfeksiyonu ya da deri kandidiyazisi gibi. Ancak bazı durumlarda, özellikle bağışıklık sistemi baskılanmış bireylerde sistemik enfeksiyona yol açabilir.

Candida mantarı, sadece yetişkinlerde değil, bebeklerde ve yaşlılarda da görülebilir. Özellikle yenidoğanlarda pamukçuk yaygın bir enfeksiyondur. Bu enfeksiyonlar genellikle yüzeysel olmakla birlikte, şeker hastalığı gibi kronik hastalığı olan bireylerde daha ciddi boyutlara ulaşabilir.
Peki ya bu mantarın türleri ve çeşitleri neledir?

Candida Albicans ve Diğer Türler

Candida albicans, en yaygın enfeksiyon etkeni olmakla birlikte, Candida glabrata, Candida tropicalis, Candida parapsilosis ve Candida krusei gibi farklı türler de enfeksiyona yol açabilir. Özellikle C. glabrata gibi türler, antifungal tedavi türlerine karşı daha dirençli olabileceği için tedavi sürecinde tür tespiti önemlidir (Pfaller et al., 2007).

Candida’nın Vücutta Doğal Olarak Bulunması

Candida, insan vücudunun doğal mikrobiyotasında bulunur. Özellikle sindirim sistemi, genital bölge ve cilt yüzeylerinde düşük miktarda bulunması normaldir. Bu mantar türü, genellikle bağırsak florası ile dengede yaşar. Ancak bu denge bozulduğunda, Candida hızla çoğalır ve enfeksiyona yol açar. Özellikle antibiyotik kullanımı, bu doğal dengenin bozulmasına neden olarak kandida enfeksiyonu semptomları görülmesine yol açabilir.
Candida enfeksiyonu birçok farklı yol ile oluşabilir. İşte bunlardan bazıları:

Candida Enfeksiyonu Nasıl Oluşur?

Candida mantarı, normalde vücut florasında zararsız bir şekilde bulunur. Ancak bazı iç ve dış faktörler bu dengenin bozulmasına neden olur. Bu durumda Candida türleri aşırı çoğalır ve enfeksiyon oluşturur. Candida enfeksiyonları yüzeysel olabileceği gibi, bağışıklığı baskılanmış bireylerde sistemik (tüm vücuda yayılmış) enfeksiyonlara da yol açabilir. Enfeksiyonun oluşum mekanizması genellikle bağışıklık sisteminin zayıflaması ve mikrobiyal dengenin bozulmasıyla ilişkilidir.

Bağışıklık Sisteminin Rolü

Sağlıklı bir bağışıklık sistemi, Candida albicans ve diğer türlerin kontrol altında tutulmasında anahtar rol oynar. Özellikle T-lenfositler ve nötrofiller gibi bağışıklık hücreleri, mantarın çoğalmasını engeller. Ancak immün sistemi zayıf olan bireylerde —örneğin HIV/AIDS hastaları, kanser tedavisi görenler veya organ nakli yapılanlar— bu kontrol kaybedilir. 2020 yılında Journal of Fungi dergisinde yayımlanan bir çalışmada, bağışıklık sistemi baskılanmış bireylerin yaklaşık %30’unda ciddi Candida enfeksiyonlarına rastlandığı bildirilmiştir.

Candida Mantarı

 

Dengesiz Beslenme ve Antibiyotik Kullanımı

Candida enfeksiyonlarının oluşmasında beslenme alışkanlıkları önemli bir rol oynar. Şeker ve rafine karbonhidrat açısından zengin diyetler, Candida mantarının çoğalması için uygun ortam yaratır. Ayrıca bu tür gıdalar, bağırsak florasında zararlı mikroorganizmaların baskın hale gelmesine neden olabilir.

Bununla birlikte, geniş spektrumlu antibiyotikler faydalı bakterileri yok ederek Candida’nın kontrolsüz çoğalmasına yol açabilir. Özellikle uzun süreli antibiyotik kullanımı sonrası pamukçuk oral candidiadis ya da vajinal mantar görülme riski artar. Klinik Mikrobiyoloji İncelemeleri (Clinical Microbiology Reviews) dergisinde yayımlanan 2018 tarihli bir incelemeye göre, antibiyotik tedavisi sonrası kandidiyazis gelişme oranı %26’ya kadar çıkmaktadır.
Peki ya bu mantar kendini hangi belirtiler ile gösterir?

Candida Mantarı Belirtileri Nelerdir?

Candida belirtileri, enfeksiyonun görüldüğü vücut bölgesine göre değişkenlik gösterir. Belirtiler genellikle lokal enfeksiyon şeklindedir; ancak yaygın Candida enfeksiyonlarında sistemik belirtiler de gelişebilir. Kandida enfeksiyonu semptomları, mantarın yerleştiği dokuya göre aşağıdaki gibi sınıflandırılabilir:

Vajinal Candidiasis Belirtileri

Kadınlarda mantar enfeksiyonu hastalığının tıbbi ismi vajinal kandidiyazistir. Bu enfeksiyon, özellikle antibiyotik kullanımı sonrasında ya da hormonal dengenin bozulduğu dönemlerde (örneğin hamilelik) ortaya çıkabilir. En yaygın belirtiler şunlardır:

  • Yoğun, beyaz renkli ve kokusuz vajinal akıntı (peynir kesiği şeklinde)
  • Genital bölgede kaşıntı, yanma ve hassasiyet
  • Cinsel ilişki sırasında ağrı (disparoni)
  • İdrar yaparken yanma hissi

Epidemiolojik verilere göre, kadınların yaklaşık %75’i hayatlarının bir döneminde en az bir kez vajinal kandidiyazis geçirmektedir (Sobel JD, 2007).

Ağızda Candida (Pamukçuk) Belirtileri

Oral kandidiyazis, özellikle bebeklerde, yaşlılarda ve bağışıklığı baskılanmış bireylerde sık görülür. 

Ağız mantarı enfeksiyonu gelişmesiyle aşağıdaki semptomlar ortaya çıkar:

  • Dil, yanak içleri ve damakta beyaz plaklar
  • Ağızda yanma veya acı hissi
  • Tat almada bozulma
  • Ağız köşelerinde çatlaklar (angular cheilitis)

Pamukçuk, genellikle antibiyotik ya da kortikosteroid kullanımı sonrası gelişir. Ayrıca takma diş kullanan yaşlı bireylerde de yaygındır.

Ciltte Candida Enfeksiyonu Belirtileri

Candida mantarı, nemli ve kapalı kalan cilt bölgelerinde kolaylıkla çoğalabilir. Bu durum genellikle cilt kıvrımlarında (koltuk altı, kasık, meme altı) görülür. Belirtiler şu şekilde sıralanabilir.

  • Kızarıklık ve döküntü
  • Kaşıntı ve tahriş
  • Nemli, beyazımsı plaklar
  • Ciltte çatlama veya sulanma

Özellikle obezite veya aşırı terleme durumlarında bu tip cilt enfeksiyonları daha sık görülür.

Bağırsak Candida Belirtileri

Bağırsak kandidiyazisi, doğrudan tespit edilmesi zor bir durumdur ancak bazı semptomlarla kendini gösterebilir.

  • Şişkinlik ve gaz
  • Kronik ishal ya da kabızlık
  • Tatlı yeme isteğinde artış
  • Konsantrasyon bozukluğu ve yorgunluk

Candida mantarının bağırsak florasında baskın hale gelmesi, bağırsak geçirgenliğini artırarak “leaky gut” (sızdıran bağırsak) sendromu gibi durumlara yol açabilir. Bu durum otoimmün hastalıkların tetikleyicisi olabilir (Goyal et al., 2019).
Candida mantarı neden olur? Bu sorunun cevabı da makalemizde yer alıyor.

Candida Mantarının Belirtileri

👩‍⚕️ Vajinal Belirtiler
👅 Ağızda Pamukçuk
🧴 Ciltte Enfeksiyon
🍽️ Bağırsak Belirtileri
Candida mantarı belirtileri sizde de varsa, konusunda uzman Uzman Dr. Ulviye Güvendi ile vakit kaybetmeden iletişime geçebilirsiniz.

İletişime Geç

Candida Mantarı Neden Olur?

Candida mantarının vücutta enfeksiyona yol açabilmesi için çeşitli tetikleyici faktörlerin devreye girmesi gerekir. Candida albicans gibi maya mantarları, normal koşullarda bağışıklık sistemi ve vücut florası tarafından dengede tutulur. Ancak bu dengenin bozulduğu durumlarda, kandida mantarı hızla çoğalarak enfeksiyona neden olur. Bu durum genellikle bağışıklık sistemi zayıflığı, beslenme bozuklukları, hormonel dengesizlikler ve ilaç kullanımı gibi unsurlarla ilişkilidir.

Risk Faktörleri ve Tetikleyici Unsurlar

Candida enfeksiyonlarının ortaya çıkmasında rol oynayan temel risk faktörleri şunlardır:

  • Bağışıklık sistemi baskılanması: HIV/AIDS, kemoterapi, organ nakli sonrası immünsüpresyon gibi durumlar.
  • Antibiyotik kullanımı: Geniş spektrumlu antibiyotikler, normal bakteriyel florayı yok ederek Candida’nın aşırı çoğalmasına neden olabilir.
  • Yüksek şeker tüketimi: Candida albicans, glikoz gibi basit şekerlerle beslenir. Şeker yönünden zengin diyetler mantar çoğalmasını kolaylaştırır.
  • Diyabet: Kontrolsüz kan şekeri düzeyleri, kandida enfeksiyonları riskini artırır. Yapılan bir çalışmada, tip 2 diyabet hastalarının %40’ında oral kandidiyazis saptanmıştır (Soysa & Samaranayake, 2006).
  • Gebelik ve hormonal değişiklikler: Östrojen düzeylerindeki artış, özellikle vajinal kandidiyazis sıklığını artırır.
  • Aşırı hijyen ya da uygunsuz temizlik ürünleri: Vajinal bölgeyi kurutan veya pH dengesini bozan ürünler flora dengesini bozabilir.
  • Dar ve sentetik iç çamaşırı kullanımı: Cildin hava almasını engelleyerek nemli ortam yaratır, bu da mantar üremesini kolaylaştırır.

Peki ya bu mantardan hangi yöntemlerle, nasıl korunmak mümkündür?

Candida Mantarından Korunma Yolları

Candida enfeksiyonlarından korunmak, çoğu zaman yaşam tarzında yapılacak düzenlemelerle mümkündür. Bağışıklık sisteminin güçlendirilmesi, dengeli beslenme ve hijyen alışkanlıklarının optimize edilmesi bu açıdan önem taşır. Ayrıca bazı koruyucu stratejiler, kandidiyazis riskini azaltmada etkili olabilir.

Beslenme Önerileri

Beslenme, Candida kontrolünde en önemli faktörlerden biridir. Candida mantarının büyümesini destekleyen gıdalardan uzak durmak ve anti-fungal özelliklere sahip besinleri tüketmek koruyucu etki sağlar.

 Öneriler:

  • Şekerden arındırılmış diyet uygulanmalı; Rafine şeker, fruktoz, glikoz şurubu gibi basit karbonhidratlardan kaçınılmalıdır.
  • Fermente gıdalar (örneğin kefir, yoğurt, lahana turşusu) bağırsak florasını destekler.
  • Sarımsak, hindistancevizi yağı, zencefil gibi doğal antifungal tedavi özelliği taşıyan besinler tercih edilmelidir.
  • Alkol ve mayalı ürünler sınırlanmalı veya tüketilmemelidir.

Gluten ve süt ürünleri, bazı bireylerde bağırsak geçirgenliğini artırarak kandida çoğalmasını destekleyebilir.
Bir çalışmada, Candida diyeti uygulayan bireylerde 4 hafta sonunda belirtilerde %60’a varan azalma görülmüştür (Brusca et al., 2014).

Candida Mantarı

Bağışıklığı Güçlendirme Stratejileri

Bağışıklık sisteminin optimal düzeyde çalışması, Candida gibi fırsatçı patojenlerin enfeksiyon oluşturmasını engeller. Bu nedenle genel bağışıklık sağlığını destekleyen stratejiler önemlidir:
Yeterli ve kaliteli uyku: Günde 7-9 saat uyku, immün yanıtı güçlendirir.

  • Stres yönetimi: Kronik stres, kortizol düzeylerini artırarak bağışıklığı baskılayabilir.
  • Düzenli egzersiz: Orta düzey fiziksel aktivite, lenfatik dolaşımı ve bağışıklık hücrelerinin aktivitesini artırır.
  • Vitamin ve mineral desteği: Özellikle C vitamini, D vitamini, çinko ve selenyum gibi bağışıklıkla ilişkili mikronutrientler önemlidir.
  • Probiyotik kullanımı: Lactobacillus ve Bifidobacterium türleri gibi dost bakteriler, kandida ile rekabet ederek çoğalmasını engeller.

Candida Mantarı ve Probiyotik

Candida mantarının kontrol altına alınmasında probiyotik mikroorganizmalar önemli rol oynar. Özellikle Lactobacillus acidophilus ve Bifidobacterium bifidum gibi türler, bağırsak florasının dengesini koruyarak kandida mantarının çoğalmasını baskılar. Bu bakteriler hem sindirim sistemini destekler hem de bağışıklık sisteminin güçlenmesine katkı sağlar.

Probiyotiklerin, kandida enfeksiyonu riskini azalttığı çeşitli klinik çalışmalarda gösterilmiştir. 2021 yılında Beneficial Microbes dergisinde yayımlanan bir araştırmaya göre, 4 hafta boyunca yüksek doz probiyotik alan kadınların %70’inde vajinal kandidiyazis semptomları kayda değer biçimde gerilemiştir. Aynı şekilde, antibiyotik sonrası oluşan ağızda pamukçuk vakalarında da probiyotik desteği enfeksiyon süresini kısaltabilmektedir.

Probiyotik kaynakları:

  • Ev yapımı yoğurt ve kefir
  • Fermente sebzeler (lahana turşusu, kimchi)
  • Probiyotik takviyeleri (kapsül, toz)

Candida mantarı tedavi edilebilen bir hastalıktır. Bu hastalığın tedavi yöntemleri aşağıda yer almaktadır.

Candida Tedavi Seçenekleri

Candida enfeksiyonlarının tedavisi, enfeksiyonun tipi, şiddeti ve hastanın bağışıklık durumu dikkate alınarak planlanır. Tedavi yaklaşımı çoğu zaman antifungal ilaçlarla başlasa da, destekleyici doğal çözümler ve yaşam tarzı değişiklikleriyle bütüncül bir tedavi hedeflenir. Bu sayede hem mevcut belirtiler kontrol altına alınır, hem de nükslerin önüne geçilir.

Tıbbi Tedavi Yöntemleri

Candida enfeksiyonlarının medikal tedavisinde antifungal ilaçlar temel yaklaşımdır. 

En sık kullanılan ajanlar:

  • Flukonazol (Fluconazole): Vajinal kandidiyazis, oral pamukçuk ve sistemik kandidiyazis tedavisinde kullanılır.
  • Nistatin (Nystatin): Ağız içi pamukçuk ve cilt kandida enfeksiyonlarında lokal olarak uygulanır.
  • Klotrimazol (Clotrimazole): Vajinal mantar enfeksiyonlarında yaygın olarak reçete edilen bir antifungal kremdir.
  • Ekinokandinler (Caspofungin, Micafungin): Dirençli sistemik kandida vakalarında intravenöz tedavi olarak tercih edilir.

2016 yılında Clinical Infectious Diseases dergisinde yayımlanan bir çalışmaya göre, sistemik kandida enfeksiyonlarının %80’i flukonazol ile başarıyla tedavi edilebilmektedir.

Alternatif ve Doğal Yaklaşımlar

Tıbbi tedaviye ek olarak bazı bitkisel ve doğal yöntemler Candida mantarı kontrolünde destekleyici olabilir. Ancak bu yaklaşımların bilimsel kanıt düzeyleri değişkendir ve hekim kontrolünde uygulanmalıdır.

  • Sarımsak: Allicin içeriğiyle antifungal özellik taşır.
  • Hindistancevizi yağı: Laurik asit ve kaprilik asit içeriği sayesinde mantar oluşumunu baskılayabilir.
  • Elma sirkesi: Asidik yapısı ile pH dengesini sağlayarak mantar gelişimini engelleyebilir.
  • Çay ağacı yağı: Topikal olarak cilt enfeksiyonlarında kullanılabilir (seyreltilmiş formda).

Not: Bitkisel ürünlerin aşırı ya da yanlış kullanımı cilt tahrişi, alerjik reaksiyon gibi yan etkilere neden olabilir.

Candida’dan korunmanın en etkili yollarından biri savunma sistemimizin güçlendirilmesidir. Yüksek doz C vitamini tedavisi hakkında detaylı bilgi almak için aşağıdaki bağlantıyı kullanabilirsiniz.

Kandida Mantarı

Probiyotiklerin Rolü

Probiyotiklerin Candida tedavisinde tamamlayıcı rolü oldukça önemlidir. Tıbbi tedavilerin ardından bozulan mikrobiyal dengeyi yeniden tesis etmeye yardımcı olurlar. Özellikle antibiyotik sonrası kullanılan probiyotik takviyeleri, kandida mantarına karşı koruyucu bir bariyer görevi görebilir.

  • Vajinal probiyotikler (oral veya vajinal yolla alınan): Vajinal kandidiyazis vakalarında tekrarlamayı önlemede etkilidir.
  • Multispektrum probiyotik takviyeleri: Bağırsak florasını yeniden yapılandırmak için tercih edilir.
  • Kombinasyon tedavilerinde: Antifungal ilaç + probiyotik birlikte kullanıldığında başarı oranı artar.

2022 yılında Frontiers in Microbiology dergisinde yayımlanan bir meta-analize göre, probiyotik kullanımının kandida enfeksiyonlarının nüks oranını %35 oranında azalttığı bildirilmiştir.
İstanbul’da yaşıyorsanız ve bu hastalığın belirtileri ile karşı karşıya iseniz yapabilecekleriniz aşağıda.

İstanbul’da Candida Mantarı Belirtileriyle Karşılaşıyorsanız Ne Yapmalısınız?

İstanbul gibi büyük ve kalabalık şehirlerde candida enfeksiyonları vakaları sık görülmektedir. Stres, düzensiz yaşam temposu, dengesiz beslenme ve antibiyotik kullanımı gibi faktörler, şehir yaşamında candida enfeksiyonlarının artmasına zemin hazırlar. Özellikle vajinal mantarlar, ağızda pamukçuklar ve bağırsak candida enfeksiyonları, İstanbul’daki kadın sağlığı ve iç hastalıkları kliniklerine başvuru nedenleri arasında yer alır.

Candida mantarı belirtileriyle karşılaşıyorsanız İstanbul’da şu adımları izleyebilirsiniz:

  • Uzman hekime başvurun: Enfeksiyon hastalıkları, kadın hastalıkları veya dermatoloji uzmanına danışılmalıdır.
  • Laboratuvar testleri yaptırın: Vajinal akıntı kültürü, ağız sürüntü testi veya dışkı analizleri ile kandida türü tespit edilebilir.
  • Gereksiz antibiyotik kullanımından kaçının: Antibiyotikler, kandida dengesini bozabileceğinden yalnızca doktor kontrolünde kullanılmalıdır.
  • Beslenmenizi gözden geçirin: Yüksek şekerli ve işlenmiş gıdalardan uzak durarak kandida diyetine geçilmesi tavsiye edilir.
  • Probiyotik takviyeler düşünün: İstanbul’daki birçok eczanede veya sağlık ürünleri mağazasında probiyotik takviyelere ulaşmak mümkündür.

İstanbul Üniversitesi-Cerrahpaşa Tıp Fakültesi 2021 yılında yayınladığı bir vaka analizinde, şehirde vajinal kandidiyazis şikayetiyle başvuran kadınların %62’sinde Candida albicans izole edilmiştir.

Türkiye’de Candida Üzerine Yapılan Klinik Çalışmalar

Türkiye’de candida enfeksiyonları ile ilgili çeşitli üniversiteler ve araştırma hastaneleri tarafından yürütülmüş çok sayıda klinik çalışma bulunmaktadır. Bu araştırmalar, hem prevalans oranlarını hem de tedaviye verilen yanıtları değerlendirmek açısından önemlidir.

Öne çıkan bazı çalışmalar:

  • Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi (2019): 300 hastalık bir vaka serisinde, oral kandidiyazis vakalarının %76’sının Candida albicans kaynaklı olduğu, diğer türler arasında C. glabrata ve C. tropicalis’in de görüldüğü bildirilmiştir.
  • Ege Üniversitesi Hastanesi (2020): Vajinal kandidiyazis tanısı alan 250 kadın üzerinde yapılan çalışmada, antifungal tedaviye dirençli vakaların %18’inde daha önce tekrarlayan antibiyotik kullanımı tespit edilmiştir.
  • Hacettepe Üniversitesi (2022): Yoğun bakım hastalarında sistemik kandidiyazis insidansının %12 olduğu, en sık izole edilen türün C. parapsilosis olduğu açıklanmıştır.
  • İstanbul Medeniyet Üniversitesi (2023): Probiyotik takviyesinin kandida enfeksiyonlarında destekleyici etkisini inceleyen randomize kontrollü çalışmada, semptomların süresinde ortalama %45 kısalma saptanmıştır.

Bu çalışmalar, hem Candida albicansın yaygınlığını hem de Candida mantarı tedavisinde probiyotik ve antifungal ilaçların etkinliğini belgelemektedir.
İşte konu ile ilgili en çok sorulan, en çok aratılan sorular:

Sık Sorulan Sorular (SSS)

Candida mantarı bulaşıcı mıdır?

Hayır, Candida mantarı genellikle bulaşıcı değildir. Ancak bazı durumlarda cinsel temas veya ortak kullanım alanlarıyla dolaylı geçiş riski oluşabilir.

Elma sirkesi Candida mantarına iyi gelir mi?

Elma sirkesi, antifungal özellikleri sayesinde kandida kontrolünde destekleyici olabilir. Ancak doğrudan tedavi yerine hekim onayıyla tamamlayıcı olarak kullanılmalıdır.

Candida Mantarı Diyeti Nedir?

Candida diyeti, şeker, rafine karbonhidratlar ve mayalı gıdalardan arındırılmış, probiyotik açısından zengin bir kandida beslenme önerisi planıdır. Amaç, kandida mantarının besin kaynağını sınırlamaktır.

Candida mantarı nasıl yok edilir?

Candida mantarı antifungal ilaçlar, probiyotik takviyeler ve uygun beslenme ile kontrol altına alınabilir. Tedavi süresi enfeksiyonun tipine ve yaygınlığına göre değişir.

Candida mantarında kullanılan ilaçlar nelerdir?

Flukonazol, Nistatin, Klotrimazol ve Ekinokandin grubu ilaçlar kandida tedavisinde yaygın olarak kullanılır. İlaç seçimi enfeksiyonun yerine ve şiddetine bağlıdır.

Ara
Picture of Uzm.Dr. Ulviye Güvendi
Uzm.Dr. Ulviye Güvendi
Uzm. Dr. Ulviye GÜVENDİ, lisans eğitimine Selçuk Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde başladı ve Cumhuriyet Tıp Fakültesi’nde tamamladı. Uzmanlık eğitimini İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi’nde klinik mikrobiyoloji alanında tamamladı.