Ozon Terapi Nedir? Hangi Hastalıklarda Kullanılır?

Ozon terapi, vücuda belirli oranda ozon gazı verilmesini içeren modern tamamlayıcı bir tedavi yöntemidir. Üç oksijen atomundan meydana gelen ozon gazının ozon terapisinde kullanılabilmesi için belirli işlemlerden geçirilmesi gerekir. Çünkü ozon gazının doğrudan vücuda verilmesi sakıncalıdır. Bu noktada, yapılan işlemler sonrasında medikal ozon elde edilerek bağışıklık sistemini dengelemek, hücresel düzeyde oksijen kullanımını arttırmak adına ozon terapisi uygulanır.

Peki neden tedavi kapsamında ozon gazı tercih edilir? Ozon molekülü oksijen ile kıyaslandığında daha reaktif bir yapıya sahip olduğu ortaya çıkmaktadır. Dolayısıyla ozon gazının bu özelliği, onun medikal kullanımda etkili olmasını mümkün kılar. Fakat yine bu özellik, ozon gazının sadece uzman denetiminde ve doğru doz ile uygulanmasını zorunlu kılar. Doğru uygulama adına ozon terapisi hakkında bilgi sahibi olmak son derece önemlidir. Peki ozon terapisi nedir?

Ozon Terapi Nedir?

Ozon terapisi, üç oksijen atomundan meydana gelen ozon gazının çeşitli hastalık ve ağrıların tedavisinde destekleyici bir yöntem olarak kullanılmasıdır. Terapinin temelinde, 3 oksijen atomundan meydana gelen ve renksiz bir gaz türü olan ozon gazı yer alır. Doğada kendiliğinden oluşabilen ozon gazı, özellikle atmosferde yer alarak zararlı ultraviyole ışınlarını filtreler.

Fakat ozon gazının tek görevi bu değildir. Kontrollü bir şekilde medikal alanda da kullanılır. Ozon gazının destekleyici tedavide kullanılması adına saf oksijen gazından ozon jeneratörleri aracılığıyla elde edilmesi gerekir. Yapılan işlemler sonucunda medikal ozon gazına ulaşılarak belirlenen yöntemler eşliğinde medikal ozon gazı vücuda verilmektedir. 

Ozon terapi nedir sorusu, terapinin özünü anlamak açısından son derece önemli olup ozon gazının çok daha iyi anlaşılmasını da hedefler. Peki terapi kapsamında neden oksijen değil de ozon tercih edilir? Ozon ve oksijen; kimyasal yapıları, biyolojik etkileri başta olmak üzere pek çok açıdan farklılık gösterir. Oksijende 2 atom bulunurken ozon gazında 3 atom bulunur. Ayrıca oksijen kararlı ve stabil bir yapıya sahiptir. Bununla birlikte ozon, kararsız ve reaktif bir molekül olarak bilinir.

Ayrıca oksijen ve ozon gazı kullanım şekli ve tercih edildiği hastalıklar de farklılık gösterir. Oksijen, daha çok solunum tedavilerinde doğrudan kullanılarak oksijen eksikliğinin giderilmesine destek olur. Ozon gazını doğrudan solumak, solunum yolunun tahriş olmasına sebebiyet verdiğinden ozon gazı doğrudan kullanılmaz. Ozon gazı, antioksidan savunmayı desteklemek, bağışıklık sistemini kuvvetlendirmek ve hücresel oksijenlenmeyi arttırmak adına tercih edilmektedir.

Ozon Terapisinin Temel Prensibi

Bilimsel mekanizmalarla açıklanabilen ozon terapisinin temel prensipleri aşağıdaki gibidir:

Hücresel Oksijenlenme

Ozon terapisiyle temelde amaçlanan, hücrelerin var olan oksijeni verimli bir şekilde kullanmasını desteklemektir. Doğru dozda uygulanan ozon ile kandaki oksijen taşıma kapasitesi arttırılmakta olup doku oksijenlenmesi optimize edilmektedir. Bununla birlikte kanın viskozitesi düşer, yani kanın akıcılığı artış gösterir. Bu ise kılcal damarlar, venüller ve arteriollerden meydana gelen mikrosirkülasyonun gelişmesini sağlar.

Bu konuda çeşitli son derece önemli bilimsel çalışmalar yapılmıştır. Bunlardan bir tanesi, National Library of Medicine’de yayımlanan ve ozon terapisinin etki mekanizmalarını araştıran “Mechanisms of Action Involved in Ozone Therapy: Is Healing Induced Via a Mild Oxidative Stress?” başlıklı bir makaledir.

Bu makaleye göre ozon gazı, hücresel enerji metabolizmasını olumlu yönde etkiler.

ozon terapi

Yapılan çalışma ile uygun doz aralığında Nrf2 aktivasyonunda antioksidan savunmanın belirgin şekilde arttığı gözlemlenmiştir. Bunun yanı sıra hücresel enerji metabolizmasının uyarılmış olduğu da yapılan çalışma ile ortaya konmuştur.

Bağışıklık Sistemini Güçlendirme

Ozon terapisinin temel prensiplerinden bir diğeri, bağışıklık sisteminin güçlenmesini desteklemektir. Ozon gazı doğru dozda vücuda uygulandığı zaman hafif düzeyde oksidatif stres oluşumunu tetikler.  Böylelikle immün, yani bağışıklık hücreleri aktif hale gelir. Dolayısıyla vücut, enfeksiyonlara karşı çok daha dirençli bir hal alır.

“Ozone Therapy” adlı National Library of Medicine adlı dergide yayımlanan bir makale, ozon terapisinin bağışıklık sistemi üzerindeki etkilerini incelemiştir. Yapılan çalışmaya göre ozon terapisinin sitokin üretimini desteklediği ve inflamatuar yanıtı azaltıcı etkilere sahip olduğu vurgulanmıştır.

Zullyt B. Zamora ve arkadaşlarının yaptığı bilimsel bir çalışmada, ozon gazı ile ön işlem uygulanan farelerde, iltihap yanıtını başlatan ve yöneten bir tür sitokin olan TNF-α seviyesinde %78 oranında anlamlı bir azalma meydana gelmiştir.

Yapılan çalışmalar ile ortaya çıkan olumlu etkiler, ozon terapisinin doğru bir şekilde uygulanması ile mümkün hale gelmektedir. Peki ozon terapisi hangi adımların uygulanması ile gerçekleştirilir?

Ozon Terapisi Nasıl Uygulanır?

Ozon terapi nedir, nasıl uygulanır soruları ve bu sorulara verilen cevaplar, terapinin genel seyrinin anlaşılması ve ne tür olumlu etkilere sahip olduğunun belirlenmesi adına önemlidir. Terapinin uygulama şekli genellikle hastanın sağlık durumuna ve hastalığın seyrine göre değişiklik gösterir. Dolayısıyla her hastaya standart bir uygulama yapılmamakta olup kişiselleştirilmiş bir protokol benimsenir.

Hastaya özel bir plan çizildikten sonra ozon terapisi nasıl uygulanır sorusunun cevapları arasında yer alan ozon terapisi yöntemi belirlenir. En sık kullanılan yöntemler aşağıdaki gibidir:

Majör Otohemoterapi: Ozon terapisinin uygulanma şekillerinden biri olan majör otohemoterapi, hastadan alınan 50-150 ml venöz kanın ozon-oksijen gazı karışımı ile reaksiyona sokularak hastaya tekrar verilmesini içerir. Ozon gazının bu şekilde verilmesi, kanda oksidatif uyarımın oluşmasını ve bağışıklık sisteminin aktif hale gelmesini destekler.

Minör Otohemoterapi: 5-10 ml miktarındaki kanın ozonla karıştırılması ve kas içine enjekte edilmesi ile uygulanan bir yöntem olan minör otohemoterapi, bağışıklık sisteminin lokal olarak uyarılmasını amaçlar.

Torbalama Yöntemi: Bu yöntemde ozon geçirmez bir torba kullanılarak işlem yapılacak bölge, özel torba aracılığı ile kapatılır. Ardından ozon gazı uygulanarak ozonun antimikrobiyal etkisi ile cilt lezyonları ve cilt yaraları gibi cilt hastalıklarında iyileşme desteklenir.

Ozon terapisi uygulanırken seans süresi ve sıklığı son derece önemlidir. Bu konuda genellikle hastanın sağlık durumu ve hastalık semptomları ön planda tutulur. Ozon terapisinin 1 seansındaki süre yaklaşık 15 ila 30 dakika arasında değişiklik göstermekte olup toplam seans süresi ise çoğunlukla 10 olarak belirlenir. Eklem rahatsızlıkları, bel fıtığı gibi durumlarda sürdürülebilirlik açısından 14 seansa kadar çıkılabilmektedir.  

Ozon Terapisi: Kimlere Uygulanabilir / Kimlere Uygulanamaz?

Uygulanabilir

  • Bağışıklık sistemi desteği isteyenler Kronik yorgunluk, bağışıklık zayıflığı durumlarında destekleyici olabilir.
  • Kronik enfeksiyon hastaları Bazı bakteriyel/viral enfeksiyonlarda yardımcı tedavi olarak tercih edilir.
  • Dolaşım bozukluğu olanlar Kan akışını ve oksijenlenmeyi artırmaya destek sağlar.

Uygulanamaz

  • Hamile kadınlar Hamilelikte ozon tedavisinin güvenliği kanıtlanmamıştır.
  • Hipertiroidi hastaları Tiroid bezinin aşırı çalıştığı durumlarda önerilmez.
  • Kanama bozukluğu olanlar Kan pıhtılaşma problemi olan bireylerde uygulanmaz.

Ozon terapi tedavisiOzon Terapisi Hangi Hastalıklarda Kullanılır?

Konu ile ilgili yapılan bilimsel çalışmalar, ozon terapisinin birçok klinik tabloda tercih edilebilen destekleyici tedavi yöntemi olduğunu ortaya koymuştur. Ozon terapi nedir, hangi hastalıklarda kullanılır sorusu dahilinde terapinin tercih edildiği hastalıklar genel hatlarıyla aşağıdaki gibidir:

  • Kronik yorgunluk, fibromiyalji: Ozon terapisinin hücresel düzeyde oksijenlenmeyi arttırdığı bilinmekte olup bu durum, enerji üretiminin yükseltilmesini destekler.
 
  • Diyabet, dolaşım bozuklukları: Ozon terapisi, damar endotel fonksiyonlarını iyileştirme konusunda destekleyicidir. Bu ise dolaşımın arttırılmasına olumlu etkide bulunur. Özellikle diyabetik ayak ülserlerinde tercih edilebilen ozon terapisi, yara alanındaki mikrobiyal yükü azaltma eğilimindedir. Bu konuda yapılan ve National Library of Medicine’de yayımlanan Therapeutic Efficacy of Ozone in Patients with Diabetic Foot makalede, ozon terapisinin enfekte ülserlerde doku iyileşmesine katkıda bulunduğunu göstermiştir. Bu çalışmada 61 kişiden oluşan hastalık grubunda 32 kişiye ozon-oksijen tedavisi uygulanmış olup ozon grubunda %41 oranında yaralarda tam kapanma gözlemlenmiştir.
 
  • Cilt hastalıkları (sedef, egzama): Ozon terapi cilt bakımı için kullanılabilen destekleyici tedavi yöntemlerinden bir tanesidir. Antienflamatuar etkilere sahip olan ozon terapisi, cilt yüzeyindeki iltihapların azalmasına katkıda bulunur.
 
  • Enfeksiyonlar, bağışıklık desteği: Ozon gazı, doğru oranda kullanıldığında vücudun savunma sistemini uyarır. Bu durum, bağışıklık hücrelerinin olduğundan çok daha etkin çalışmasına destek olur.
 
  • COVID sonrası destek vb.: Kovid-19 sonrası meydana gelen kas ağrıları, yorgunluk, nefes darlığı gibi semptomları gidermek için de ozon terapisi tercih edilebilir. Özellikle ozon terapisi, nefes darlığı semptomunun giderilmesine katkıda bulunur. Akciğer kapasitesini destekleyen ozon gazı, nefes alma kalitesinin de artış göstermesini sağlar.
 

Bu gibi hastalıkların tedavisinde destekleyici yöntem olarak kullanılan ozon terapisinin diyabet ayak ülserinde kullanımına yönelik bir vaka çalışması vermek mümkündür:

55 yaşında tip 2 diyabet hastası olan Ahmet Bey, yıllardır iyileşmeyen ayak ülseri ile karşı karşıya olup ayak ülseri, ciddi sağlık riski altında olmasına neden oluyordu. Klinik olarak yapılan değerlendirmede antibiyotik tedavisinin, ayak ülserinin son derece geniş olması nedeniyle yetersiz kaldığı gözlemlendi. Bu noktada, ozon torbalama yöntemi ile ayak ülserlerinin giderilebilmesi adına hastaya ozon gazı uygulaması yapıldı. Haftada 3 kez olacak şekilde toplamda 12 seans uygulanarak 8. Seanstan itibaren iyileşme gözlemlendi.

Kronik yorgunluk ve yaygın kas ağrıları gözlemlenen 40 yaşındaki Meltem Hanım, özellikle kas ağrıları nedeniyle gündelik yaşam içinde birtakım zorluklarla karşılaşıyordu. Toplamda 10 seanslık ozon terapisi yapılarak hastanın her seansta enerji seviyesinin yükseltilmesi ve ağrıların azaltılması sağlandı. Yapılan seanslar sonrasında elde edilen sonuç, kas ağrılarında belirgin derecede azalma gözlemlendi.

Her iki vaka örneği de özellikle ozon terapisinin doğru uygulandığında faydalı olabileceğini ortaya koymaktadır. Bununla birlikte her uygulamada olduğu gibi ozon terapisinde de çeşitli riskler bulunmaktadır. Peki ozon terapisinin faydaları ve olası riskleri nelerdir?

Ozon Terapisinin Faydaları ve Olası Yan Etkileri

Faydaları

  • ✅ Bağışıklık sistemini düzenler.
    Pro ve anti-inflamatuar sitokin üretimini destekler.
  • ✅ Hücresel oksijenlenmeyi artırır.
    Mitokondriyal solunumu uyarır, ATP üretimini destekler.
  • ✅ Antioksidan sistemlerini aktive eder.
    Kontrollü oksidatif stresle serbest radikal hasarını azaltır.

Olası Yan Etkileri

  • ⚠️ Geçici gaz şişkinliği
    Özellikle rektal uygulamalarda gözlemlenir.
  • ⚠️ Akciğer hasarı riski
    Doğrudan ozon enjeksiyonunda akciğerler zarar görebilir.
  • ⚠️ Alerjik reaksiyonlar
    Aşırı hassasiyeti olanlarda nadiren görülür.

Uzman Dr. Ulviye Güvendi ile İstanbul Ozon Terapi Tedavisi

Uzman Dr. Ulviye Güvendi, ozon tedavisi konusunda deneyimli bir klinisyen olarak sistemik ve lokal ozon tedavisi yöntemlerini uygulamaktadır. Uygulanacak tedavi protokolleri hastaya özgü parametreler göz önünde bulundurularak belirlenir. Uygulamanın her aşaması uzman hekim kontrolünde gerçekleştirilir. Bu sayede ozon terapisi yan etkileri minimize edilir.

Ozon terapisi uygulaması kapsamında hijyen, kalite ve hasta güvenliği gibi unsurlar temel öncelikler olarak kabul edilir. Kullanılan malzemelerin her biri hijyen standartlarına uygundur. Sterilizasyon ve dezenfeksiyon süreçleri oldukça titiz bir şekilde uygulanmakta olup aynı zamanda klinik ortamının da hijyen standartlarına uygun olması sağlanmaktadır.

Uygulama kapsamında hasta güvenliği de ön planda tutularak dozaj kontrolü titizlikle gerçekleştirilir. Ozon gazı dozu; hastanın sağlık durumu, yaşı ve eşlik eden hastalıklara göre belirlenir. Ozon gazı terapisi, bu konuda uzmanlaşmış ve sertifikalandırılmış sağlık profesyonelleri tarafından gerçekleştirilir.

Son olarak uygulama kalitesine önem verilmekte olup standardize edilmiş protokoller tercih edilir. Uygulamada kullanılan cihazların tamamı belgelidir. Ayrıca cihazların kalibrasyonları düzenli bir şekilde gerçekleştirilir. Ozon tedavisi cihazı güvenliği, genel olarak uygulamanın güvenilirliğini doğrudan etkilediğinde bu hususlar titiz bir şekilde takip edilir. Güvenli uygulama kapsamında hastaların tedavilerinde özellikle yan etkiler yakından takip edilerek ciddi yan etkilerde müdahale gerçekleştirilir.

Ozon terapi tedavisi

Bilimsel Kaynaklar ve Klinik Araştırmalardan Seçmeler

Ozon terapi nedir sorusuna verilebilecek cevaplarda en önemli hususlardan bir tanesi, bilimsel kaynaklar ve klinik araştırmalardır. Ozon tedavisiyle ilgili pek çok bilimsel araştırma yapılmış olup bu araştırmalar, uygulamaya güveni olumlu yönde etkiler. The International Journal of Artificial Organs adlı dergide yayımlanan “Ozone Therapy”, ozon terapisinin sitokin üretimine olan etkisini incelemiştir. Yapılan araştırmalara göre ozon terapisinin sitokin üretimini düzenlediği ve inflamatuar yanıtını azalttığı gözlemlenmiştir. Ayrıca bağışıklık sistemi üzerinde olumlu etkiye sahip olduğunu vurgulayan araştırma; terapinin özellikle diyabetik ayak yara iyileşmesine destek olduğunu belirtmiştir.

“Ozone Therapy: A Clinical Review” adlı bir başka çalışma, ozon terapisinin antioksidan savunmayı desteklediğini vurgular. Bu durumun özellikle kronik yorgunluk sendromunu azalttığını belirten araştırma, ozon terapisinin disk hernisi ve fibromiyalji gibi hastalıklarda ana tedaviyi destekleyici tedavi yöntemi olarak kullanılabileceğini belirtir.

Ozon terapisiyle ilgili çeşitli klinik araştırmalar da mevcuttur. Bu tür araştırmalar, özellikle uygulamanın güvenirliği açısından önemli bir yere sahiptir. Klinik araştırmalarla desteklenen ve ön plana çıkan araştırmalardan bazılarını şu şekilde sıralamak olanaklıdır:

  • Efficacy of Ozone-Oxygen Therapy for the Treatment of Diabetic Foot Ulcers: Julio Wainstein ve birkaç bilim insanı tarafından yürütülen kontrollü klinik çalışmada ozon terapi ve sham uygulaması karşılaştırılmıştır. Sham uygulaması, klinik deneylerde tercih edilen kontrol yöntemi olup etkin bir tedaviyi kapsamaz. Makaleye de konu olan klinik araştırmada per-protokol hastalarının %81’inde tam yara kapanması gözlemlendiğini belirtmek mümkündür.
  • Randomised, Double-blinded, Placebo-controlled, Clinical trial of Ozone Therapy as Treatment of Sudden Sensorineural Hearing Loss: Çalışma kapsamında bir gruba ozon tedavisi uygulanmış olup diğer grup sham grubu kapsamında yer almıştır. Ozon tedavisi grubunda yer alan 30 hastaya 100 ml olacak şekilde kendi kanı ve ozon-oksijen karışımı ile işlem yapılmıştır. Yapılan karışım hastalara verilmiştir ve sonuçlar gözlemlenmiştir. Ozon tedavisinin uygulandığı hastaların %77’sinde anlamlı işitme kazanımı yaşanmıştır. Bununla birlikte plasebo grubunda yer alan hastalarda anlamlı işitme kazanımı %40 oranında kalmıştır.

Belirtilen çalışmaların her biri, ozon terapisinin bilimsel altyapıya sahip olduğunu göstermesi bakımından önemlidir.

İstanbul Anadolu Yakası’ndaki muayenehanemizde ozon tedavisiyle sağlığınızı desteklemek için
hemen bizimle iletişime geçin!

Randevu Al

Ozon Terapisi Hakkında Sık Sorulan Sorular

Ozon terapisi zararlı mı?

Ozon terapisi uzman kişiler tarafından önerilen dozda kullanıldığında faydalıdır. Fakat aşırı dozda kullanım, oksidatif stresin artmasına ve hücresel düzeyde hasara neden olabilmektedir.

Ozon tedavisi kaç seans sürer?

Ozon tedavisinin seans süresi hastanın klinik durumu, tedavisi gerçekleştirilen hastalık tipine göre değişiklik göstermekle birlikte çoğunlukla 10 seans yeterli olmaktadır.

Ozon terapisi ağrılı mı?

Ozon terapisi çoğunlukla ağrısız bir uygulamadır. Majör otohemoterapi yönteminde damardan kan alınmakta olup bu uygulama sırasında oldukça hafif bir şekilde iğne hissi oluşabilir. Fakat bunun dışında herhangi ciddi bir acı meydana gelmez. Rektal uygulamalarda da acı ya da rahatsızlık hissi minimal düzeydedir.

Ozon tedavisi SGK tarafından karşılanıyor mu?

Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK), güncel politikalar doğrultusunda ozon tedavisini karşılamamakta olup tedavinin özel hastane ya da kliniklerde yapılması gerekir. Seans fiyatları, ilgili kurumun fiyat politikalarına göre değişiklik gösterir. Ödenecek toplam tutar seans sayısına göre farklılaşacaktır. Dolayısıyla ozon terapi fiyatları; kurumun fiyat politikası, seans sayısı gibi hususlar göz önünde tutularak belirlenir.

Tedavi sonrası nelere dikkat edilmeli?

Ozon tedavisi sonrasında vücut detoksifikasyon sürecinin desteklenmesi adına bol su tüketimi gerçekleştirilmelidir. Tedavinin ilk birkaç saatinden sonra hasta, ağır egzersizler yapmamalıdır. Dengeli ve antioksidan kapasiteyi destekleyici bir şekilde beslenilmelidir. Bunun yanı sıra sigara ve alkol gibi oksidatif strese neden olabilecek alışkanlıklardan uzak durulmalıdır. Bu tür hususların her birine dikkat etmek, tedavinin olumlu etkilerinin ortaya çıkmasını destekler. Ayrıca doktorun önerileri de dikkate alınmalıdır.

Ara
Picture of Gate of Health
Gate of Health